Uzun zamandır kendini tekrar eden bir dizi haline geldi Avrupa Yakası. Diziyi neredeyse Burhan rolündeki Engin Günaydın'ın saçma sapan komiklikleri götürüyor. Konu sıkıntısı çektiği çok önceden belli olan Gülse Birsel'in dizideki erkek ve kadın karakterleri ayırıp barıştırdığı, ardından başka başka kombinasyonlarla tekrar çiftleştirmesi artık sıktı. Orta halli bir ailenin cahil kızı Makbule, hem Burhan hem de İzzet karakterleriyle aşk yaşadı, birine yeşil ışık yaktı olmadı, diğeriyle evlendi yürümedi, şimdi tekrar ilkine döndü derken, zaten karmakarışık olan dizideki aile kavramı iyice saçmaladı.
Yüksek öğrenimini Amerika'da yapmış 30'lu yaşlardaki "gün görmüş" Cem ve Aslı, kolayca evlenip boşanırken, dizideki diğer karakterler de sağlam bir aile yapısı kuracağa benzemiyor. "Evlenmeden birlikte yaşamak" kavramına yeni yeni alışan Türk halkına bu tarz gündelik evlilikleri ve ilişkileri sanki normalmiş gibi dayatılması benim fikrime göre kötü ve yoldan çıkartıcı.
Seinfeld seyredenler, bu diziyi izlediklerinde çoğunlukla klişeleri hatırlayacaklardır, ancak Gülse'nin ısrarla yaptığı alıntılar (tablonun üzerine boya sıçraması, sonradan o tablonun çok değerli adledilmesi) bitmeyecek gibi. Reyting sıralamasında 1.'likten 4.'lüğe düşse de, sıkılarak seyrettiğimiz bir dizi haline geldi Avrupa yakası. Aynen Burhan gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder